FAKÜLTEMİZ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜNDEN RAMAZANDA ORUÇ VE SAĞLIKLI BESLENME TOPLANTISI

    Fakültemiz Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, Ramazan ayında doğru beslenme konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi. Fakültemizde düzenlenen toplantıda, Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, Ramazan ayında sağlıklı beslenme ile kronik bir hastalığı olan kişilerin dikkat etmesi gereken hususlar konusunda basın mensuplarına bilgilendirmelerde bulundu. Ramazan ayında beslenme konusunda daha dikkatli davranarak genel sağlığın korunabileceğine dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, iftar ve sahur sofralarının dengeli ve doğru besinlerle hazırlanmasının sağlık açısından önemine vurgu yaptı. Oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli, öğün sayısı ve zamanlamasının nasıl olması gerektiği hakkında önemli tavsiyelerde bulunan Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, Ramazan’da sağlıklı kalmanın yollarını anlattı.

    Sağlık sorunu olmayan kişilerin iftar, sahur ve ara öğünlerde gerekli enerji, protein, vitamin ve minarelleri dengeli şekilde alabilmeleri için bir yol haritası hazırlayan Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, riskli grupta bulunan kişilerin mutlaka hekimlerin izniyle oruç tutması gerektiği bilgisini paylaştı.

    Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme ile organizmanın ihtiyaçlarını karşılayabildiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, “Ramazan ayı, Müslümanlar için en kutsal aydır ve bu ayda vatandaşların beslenme alışkanlıkları ile öğün sayılarında önemli değişimler olabilmektedir. Standart günlük yaşamdan farklı beslenme düzenimiz oluyor ve uzun süren açlık, vücutta farklı reaksiyon ve adaptasyonları getiriyor. Bu süreçte metabolizmanın etkilendiğinden söz edebiliriz. Esasında sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme ile sağlığımızı korumak mümkün. Bunun için de öğünlerimizi ve beslenme tarzımızı iyi planlamalıyız.” şeklinde konuştu.

     Ramazanda iftar ve sahur sofralarında nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında önemli açıklamalarda bulunan Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, “Ramazanı sağlıklı geçirmek için doğru beslenmeye ayrı bir önem vermemiz gerekiyor. Tüm gün aç kalan sindirim sistemine birden ve aşırı yüklenmek birtakım sorunları beraberinde getirebilir. Bu sebeple, hafif bir başlangıç yapmakta fayda var. Mümkün olduğunca sindirim süresini uzatmak ve yavaşlatmak gerekiyor. Çorba ve kahvaltılık çeşitleriyle bu süreyi uzatmak mümkün. 15-20 dakika kadar çorba ve beraberinde 1-2 dilim ekmek yiyerek, besin alışını hafif ve yavaş başlatarak doygunluk süresini uzatabiliriz. Birden aşırı ve hızlı yiyince, sindirim sistemine aşırı yüklenmiş oluyoruz ve bu da önemli hazımsızlık, şişkinlik ve gaz birikmesi şikâyetlerini getirebiliyor. Havaların sıcak olduğu dönemlerde yaşanan Ramazanlarda, susuzluğun da etkisiyle kabızlık problemi ortaya çıkabiliyor. Tüm bu sorunlar, tercih ettiğimiz ve karşılaşmak istediğimiz durumlar değil. Bunun için de 1-2 bardak su, sıvı gıdalar, çorba ve kahvaltılık besinlerle bir başlangıç yapmak önemli. Devamında ise yağlı, tuzlu ve şekerli yiyecekler ile gazlı içeceklerden kaçınmalıyız. Mümkünse tahıllı besinler, tahıl ürünleri, yoğurt, bulgur ve salatayı tercih etmeliyiz. Çorba, zeytinyağlı sebze yemekleri yine tüketilmesi uygun gıdalar. Kızartmalar ve salt et yemekleri uzak durmamız gereken besinler ve beslenme alışkanlıkları arasında yerini almalı. Bu tür ürünler, yağ oranı yüksek olduğu için hazımsızlıklara sebep olabiliyor. Et ürünleri, beraberinde sebze ile tercih edilir ve yağsız et olmasına dikkat edilirse menümüzdeki yerini alabilir. Haşlama ve yağsız tavada pişirme yöntemleri olan yemekleri tercih etmemiz de son derece önemlidir. Yoğurt, sağlık açısından gerekli. Yapılan çalışmalar, bireylerin Ramazan ayında kalsiyum tüketimlerinin oldukça az olduğunu göstermekte. Bu sebeple, sağlıklı olan süt ürünlerini, az yağlı olmak şartıyla iftardan sonra tüketmek sağlık açısından önemli. Az yağlı olmasına dikkat ediyoruz süt ürünlerinin; çünkü süt ürünleri de doymuş yağ oranında zengin olduğu için sadece kalp ve damar hastalıkları için değil, diğer hastalıklar için de risk oluşturabilmekte. Kaymak barındıran süt ürünlerinin kaymaklarını yememek de buna katkı sunar. Tatlılar yine bildiğiniz üzere Ramazan’da tercih ettiğimiz bir diğer beslenme grubu alışkanlığı. Şerbetli tatlıları, hamur işi tatlıları çok seviyoruz. Bunlarda da karbonhidrat ve yağ oranının yüksek olduğunu söylememiz mümkün. Basit şekerleri mümkünse tercih etmiyoruz. Çünkü kan şekerini aniden yükseltebiliyor veya düzensizleştirebiliyor. Bu doğrultuda, sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmek daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Meyve yerken, süt veya yoğurtla birleştirmek kan şekeri seviyenizi sabit tutmanın iyi bir yoludur. Sahura gelmeden önce, 1-2 hafif ara öğün daha yapılırsa uzun süren açlığın ardından vücudun kendini dengelemesine katkı sunulmuş olur. Vatandaşımız, sütlü tatlılarını bu ara öğünlerde meyve ile beraber tüketebilirler. Yemeklerin ardından içecek olarak hoşaf veya şekersiz komposto ürünlerini tercih etmek sıvı ihtiyacımızı da karşılamak açısından doğru bir tercih olabilir. Ayrıca, iftardan imsak vaktine kadar 8-12 bardak arası sıvı tüketmenin faydalı olduğunu unutmayalım. Sahurlarda, kahvaltı türü ürünleri tüketmeliyiz ve yumurta olmazsa olmazlarımızdan biri olmalı. Çünkü uzun süre tokluk sağladığını biliyoruz. Yumurtayı haşlanmış tercih etmemiz iyi olabilir. Yağ ile birlikte hazırlanması hazımsızlığa sebep olabileceği gibi mide bulantısını da doğurabilir. Tercih edilecek süt ürünlerinin ve kahvaltılık ürünlerin tuzsuz olmasına da dikkat etmekte yarar var. Tuzsuz ürünler seçilmesi, susama hissinin önlenmesi için iyi bir tedbirdir. Mevsim yeşillikleri, sebzeler, meyveler ve kuruyemişler yine tokluğu artırır. Reçelin ya da balın aşırı tüketilmesi veya şerbetli tatlı tüketilmesini tavsiye etmiyoruz. Bu ürünler kan şekerinde hızlı artışa sebep olabiliyor. Sahurda 2-3 bardak su, yine şekersiz hoşaf veya komposto gibi ürünler içilebilir. Çay tüketilecekse şeker kullanılmamalı. Çünkü biz, basit şekerlerin kan şekerimizi yükselttiğini ve su ihtiyacını daha çok artırdığını biliyoruz.” şeklinde konuştu.

     Ramazanda oruç tutan kişilerde bir takım sağlık sorunlarının baş gösterebildiğini sözlerine ekleyen Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, oruç tutmanın sakıncalı olduğu durumlar ile sağlıklı bir Ramazan için dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında uyarı ve önerilerde bulundu. Baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, hazımsızlık, kabızlık ve gaz birikiminin en sık karşılaşılan sağlık sorunları olduğunu dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, sağlıklı ve doğru beslenme ile bu etkileri azaltmanın ve engellemenin mümkün olduğunu söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, “Sıvı tüketim miktarlarının artırılması, basit şekeri daha az içeren ürünlerin ve bol posalı yiyeceklerin tercih edilmesi, orucun neden olduğu sağlık sorunlarının önüne geçebilir. Çok aşırı ve hızlı yemek de bizler için bir sorun. Yavaş yemek, çiğneme süresini uzatmak hem doygunluk sağlamak hem de hazımsızlığı önlemek açısından önemli. Hafif yürüyüş ve egzersizler de destek sunabilir. Vatandaşların, yemekten sonra yürüyüş yapmalarını sağlıklarının korunması açısından iyi bir seçenek olduğunu düşünüyoruz.” dedi.

     Bazı durumlarda ise oruç tutmanın önemli riskleri beraberinde getirebileceğini söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, “Hem Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği gibi, hem de tıbbi açıdan bazı hastalıklar var ki bu hastalıklara sahip olan bireylerin oruç tutmalarını önermiyoruz. Diyabet, hipertansiyon, böbrek yetmezliği, hamilelik gibi durumlar ile ağır işte çalışma, yaşlılık, çoklu ilaç kullanımı, büyüme ve gelişme çağı sağlığımızı etkileyen faktörler. Bu hastalıklara veya durumlara sahip bireyler, mutlaka hekimleri ile görüşerek, sağlık profesyonellerinden destek ve görüş almalılar.” ifadelerini kullandı.

     Tütün mamulleri kullananların, Ramazan ayında bu alışkanlıklarını nasıl sürdürmeleri gerektiği gibi bir soruyla da karşılaşan Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, Ramazan ayı başta olmak üzere vatandaşların hiçbir zaman sigara ve nargile ürünleri tüketmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Oksijenlenmeyi düşürdüğü ve sağlık açısından birçok kanserojen madde içerdiğinden tütün mamullerinin tüketilmemesinde yarar vardır. Ramazanda vücudumuz zaten uzun bir açlıktan sonra birden bire strese girebiliyor, dengesinde önemli değişiklikler olabiliyor. Bunun üzerine de bir sigara yakılmasıyla bu stres daha da artabiliyor ve bayılmalara kadar gidebilecek sonuçlarla karşılaşılabiliyor. Bizim sigara ile ilgili bir tavsiyede bulunmamız mümkün değil.” sözleriyle basın toplantısını sonlandırdı.

Ek Resimler
Bu içerik 27.05.2019 tarihinde yayınlandı ve toplam 612 kez okundu.