S
Dr. Öğr. Üyesi Özgü İNAL'dan YUTMA BOZUKLUKLARI Konulu Basın Toplantısı
Fakültemiz Ergoterapi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Özgü İNAL tarafından 08/012/2020 tarihinde Dekanlık toplantı salonununda YUTMA BOZUKLUKLARI konulu basın toplantısı düzenledi. Toplantıda aşağıda belirtilen konularda bilgiler sundu;
Yemek yeme ve yutma; motor, duyusal ve bilişsel sistemlerin etkili, koordineli fonksiyonunu gerektiren karmaşık aktivitelerdir ve sağlığın sürdürülmesinde hayati rol oynarlar. Ayrıca yemek yeme bireyin sosyal yaşama katılımı ve yaşam kalitesi içinde çok önemlidir.
Yenilen besin maddelerinin ağızdan mideye geçmesi yutma olarak tanımlanır. Yutma anne karnından itibaren başlayan hayati bir fonksiyondur. Normal yutma 1-2 sn gibi çok kısa bir sürede olup, gün içerisinde 400-600 kez tekrarlanır. Hem istemli hem de istemsiz süreçleri içerir. Yutma; belli bir zaman içinde dudaklar, dil, ağız tabanı, yumuşak damak, yutak, gırtlak, yemek borusu ve solunum kasları gibi birçok anatomik yapının koordineli çalışması ile oluşur.
Yemek yeme ve yutma; motor, duyusal ve bilişsel sistemlerin etkili, koordineli fonksiyonunu gerektiren karmaşık aktivitelerdir ve sağlığın sürdürülmesinde hayati rol oynarlar. Ayrıca yemek yeme bireyin sosyal yaşama katılımı ve yaşam kalitesi içinde çok önemlidir.
Yenilen besin maddelerinin ağızdan mideye geçmesi yutma olarak tanımlanır. Yutma anne karnından itibaren başlayan hayati bir fonksiyondur. Normal yutma 1-2 sn gibi çok kısa bir sürede olup, gün içerisinde 400-600 kez tekrarlanır. Hem istemli hem de istemsiz süreçleri içerir. Yutma; belli bir zaman içinde dudaklar, dil, ağız tabanı, yumuşak damak, yutak, gırtlak, yemek borusu ve solunum kasları gibi birçok anatomik yapının koordineli çalışması ile oluşur.
Yutma bozukluğu yani disfaji; besinlerin ağız boşluğundan mideye geçişi sırasında yaşanan tüm problemleri kapsar. Literatürde oranlar farklılık göstermekle birlikte; normal gelişim gösteren bebek ve çocuklarda beslenme ve yutma bozuklukları oranı %25-40 iken, bu oran gelişimsel problemi olan çocuklarda %80’e kadar çıkabilmektedir. Erişkinlerde de bu durum benzerlik göstermektedir. 65 yaş üstü bireylerde ise herhangi bir hastalıktan bağımsız olarak yutma bozukluğu görülme oranı %15 düzeyindedir.
Yutma bozukluğuna neden olan problemler besinin mideye geçişinde gecikme ya da yanlış bir yol izleyerek soluk borusuna kaçması (aspirasyon) şeklinde olabilir. Böyle bir durumda besinler yemek borusu yerine ciğerlere ulaşır. Bu oldukça tehlikeli, hayati ve bireyin yaşamını kaybetmesine yol açabilen bir durumdur. Yutma sırasında hepimiz ara sıra yediklerimizi aspire edebiliriz. Sağlıklı bir kişi, yedikleri soluk borusuna kaçtığında refleks olarak öksürür ve boğazını temizleyebilir. Ancak yutma bozukluğu olan bireyler aspire ettiklerini anlayamaz yada aspire ettiğinde öksüremezler. Bu durum ise bireylerin genel sağlık ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler ve bazen de bireyin hayatını kaybetmesine neden olabilir.
“Yutma bozukluğu her yaş grubunda birçok farklı sebeple oluşabilir.”
Bu sebepler tek başına var olabildiği gibi altta yatan bir başka probleme bağlı olarak da gelişebilir. Yutma bozukluğunun nedenleri arasında erken doğum, emme-yutma-solunum koordinasyonunun bozulması, duyusal ve motor gelişimin yeterli olmaması, büyüme geriliği, özellikle baş ve boyun bölgesini etkileyen doğumsal anomaliler, Serebral Palsi, inme ve demans gibi nörolojik hastalıklar, apraksi (anlamlı ve amaçlı hareketlerin yapılmasında bozukluk) gibi nörolojik durumlar, solunum ve sindirim yolundaki anatomik anomaliler, genetik hastalıklar, baş-boyun tümörleri, radyoterapi ve kemoterapi tedavileri, gastroözefageal reflü ve diş kayıpları bulunur. Bunlara ek olarak fizyolojik yaşlanma ve davranışsal nedenler de (örn. çocuğun uzun süre sadece püre kıvamında beslenmesi) yutma ile ilgili problemlere yol açabilir.
“Yutma bozukluklarının birçok belirtisi vardır”.
Bu belirtiler bebeklerde ve küçük çocuklarda genellikle zayıf emme veya emmenin olmaması, beslenmede güçlük, büyüme geriliği, besin reddi, dil itme refleksinin devam etmesi, salya akmasının büyüme ile birlikte azalmaması, öğürme ve besin reddi şeklindedir. Tüm yaş grupları için ise; yutma ile ilgili anatomik kaslarda zayıflık, çiğneme problemi, yutma için uzun süre harcanması, besinin ağızdan dışarıya akması, dökülmesi ya da ağızın içinde birikmesi, farklı kıvam ve dokulardaki besini yemekte zorluk, tıkanma, yemek yerken ya da sonrasında öksürme, ıslak ses kalitesi, kilo kaybı ve tekrarlı akciğer enfeksiyonlarıdır.
“Yutma bozuklukları tedavi edilebilir”.
Yutma bozukluklarına müdahalede öncelikle yutmanın hangi aşamasında problem olduğunu doğru saptamak gerekiyor. Bu amaçla konuda uzman kişiler tarafından subjektif ve objektif yöntemler kullanılarak kapsamlı bir değerlendirme yapılmalıdır. Yutma bozukluğunun nedeni belirlendikten sonra ise uygun müdahale programı planlanmalıdır. Cerrahi olmayan müdahaleler arasında egzersiz (örn. ilgili bölgenin hareket açıklığını sağlamak, kas kuvvetini arttırmak, ağız içi duyusunun arttırmak), vücudun anatomik pozisyonunu değiştirerek yutma sırasında güvenliği arttırmak (postüral kompansasyonlar ve manevralar), kıvam değişiklikleri yapmak, uygun ekipman seçimi yapmak (örn. beslenme sırasında kullanılacak araç gereç seçimi veya optimal duruşun desteklenmesi için uygun tekerlekli sandalyenin seçimi) ve davranışsal müdahaleler bulunur. Tüm bu müdahalelerin bu konuda uzman kişiler tarafından yapılması gerekmektedir.
Ek Dosyalar
Ek Resimler
Bu içerik 10.01.2020 tarihinde yayınlandı ve toplam 1541 kez okundu.